Denizlerin üzerinde rüzgarın gücüyle süzülmek, doğayla baş başa kalıp özgürlüğü hissetmek… Yelkencilik, sadece bir spor dalı değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir tutkudur. Rüzgarın fısıltısını dinleyerek, dalgaların ritmiyle dans ederek sakin koylarda veya heyecan verici açık denizlerde yol almak, pek çok kişinin hayallerini süsler. Özellikle yelkenciliğe yeni başlayanlar için bu dünya, hem heyecan verici hem de biraz gizemli olabilir. “Yelkenciliğe başlangıç” aşamasında akıllarda birçok soru belirir: Nereden başlamalı? Hangi ekipmanlar gerekli? Temel teknikler nelerdir? İşte bu kapsamlı rehber, tam da bu sorulara yanıt vermek, yelkenciliğe ilk adımı atmak isteyenlere yol göstermek amacıyla hazırlandı. Neva Yalı İzmir Konut Projesi blog sayfasında, yelkenciliğin tanımından tarihine, temel “yelken terimleri”nden başlangıç için uygun “yelkenli tekne” türlerine, gerekli ekipmanlardan güvenlik prosedürlerine, temel manevralardan Türkiye’deki, özellikle İstanbul ve çevresindeki “yelken kursu” seçeneklerine ve bu eşsiz sporun faydalarına kadar A’dan Z’ye “başlangıç yelkencilik bilgileri” bulacaksınız.
Unutmayın, yelkencilik sanıldığı kadar ulaşılmaz bir aktivite değil; doğru bilgi ve istekle herkes bu keyifli serüvene atılabilir. Hazırsanız, rüzgarı yakalayıp maceraya yelken açalım!

Yelkencilik Hakkında Bilmeniz Gerekenler ve Başlangıç Yelkencilik Bilgileri
Yelkencilik Nedir? Denizle Dansın Kısa Tarihi
En temel anlamıyla yelkencilik, bir teknenin hareketini sağlamak için rüzgar gücünden yararlanma sanatı ve sporudur. Yelken adı verilen özel kumaşlar aracılığıyla rüzgarın enerjisini yakalayarak tekneyi su üzerinde ilerletmeyi içerir. Bu süreç, sadece tekneyi yönlendirmek değil, aynı zamanda rüzgarın yönünü ve şiddetini anlamayı, yelkenleri buna göre ayarlamayı ve tekneyi dengede tutmayı gerektiren bir beceriler bütünüdür. Yelkencilik, hem sakin sularda keyifli bir gezi aktivitesi (rekreasyonel yelkencilik) hem de belirli kurallar çerçevesinde hız ve stratejinin yarıştığı rekabetçi bir spor dalı olarak icra edilir.
Yelkenciliğin Kısa Tarihi
İnsanoğlunun rüzgarı bir itici güç olarak kullanma fikri, medeniyetin ilk dönemlerine kadar uzanır. Yelkenciliğin kökenleri, MÖ 4000’li yıllara, Eski Mısırlıların Nil Nehri üzerinde papirüs ve kamıştan yaptıkları teknelerle ve Fenikelilerin deniz ticaretinde yelkeni kullanmalarına dayanır. Başlangıçta kullanılan basit, kare şeklindeki yelkenler, teknelerin yalnızca rüzgarı arkadan alarak ilerlemesine olanak tanıyordu. Bu durum, gidilecek yönü rüzgarın belirlediği anlamına geliyordu.
Denizcilik tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri, rüzgara karşı da seyir yapmayı mümkün kılan üçgen (Latin) yelkenlerin icadı oldu. Bu yenilik, teknelerin daha hızlı gitmesini ve farklı yönlere daha kolay manevra yapabilmesini sağladı. Antik Yunan ve Roma medeniyetleri de yelkenli tekneleri hem ticarette hem de savaşta etkin bir şekilde kullandılar. Fenikeliler ve Yunanlılar, MÖ 1200’lerde büyük kargo gemileri inşa ederken, Romalılar MÖ 100 civarında hem yük hem de yolcu taşıyabilen ilk gemileri denize indirdiler. MS 400’lerde ise ilk katamaranların Uzak Doğu’da inşa edildiği görülür.
Orta Çağ ve sonrasında Vikinglerin uzun tekneleri (longship) ve Çinlilerin gelişmiş yelkenlere sahip “junk”ları gibi farklı tekne tipleri denizcilik tarihinde iz bıraktı. Pusulanın icadı ve haritacılığın gelişmesiyle birlikte, yelkenli gemiler keşif çağının kapılarını araladı. Ferdinand Macellan‘ın 1512’de başlayan ve ekibinin tamamladığı dünya turu, hem dünyanın yuvarlaklığını kanıtlamış hem de yelkenli gemilerin potansiyelini gözler önüne sermiştir.
Zamanla yelken yapımında keten ve pamuk gibi malzemeler kullanılırken , 19. yüzyılda demir ve çelik gövdelerin inşasıyla daha büyük ve dayanıklı gemiler ortaya çıktı. Buhar gücünün ve ardından motorların yaygınlaşmasıyla yelkenli gemiler ticari ve askeri önemini yitirse de, yelken sporu ve rekreasyonel yelkencilik popülerliğini artırarak devam etti. İlk yat kulübü 1780’de İrlanda’da kurulurken , ilk organize yelken yarışları 1856’da İngiltere’de yapıldı ve yelken, 1900 yılında Olimpiyat Oyunları’na dahil edildi. Türkiye’de ise yelken sporu, İstanbul’da yaşayan yabancılar aracılığıyla tanınmış ve zamanla yerli kulüplerin kurulmasıyla yaygınlaşmıştır.
Bu tarihsel süreç, yelkenciliğin basit bir ulaşım ihtiyacından doğup nasıl sofistike bir spor ve keyifli bir hobiye dönüştüğünü göstermektedir. Bugün yelkenle denize açılan her birey, aslında binlerce yıllık bir denizcilik mirasının ve rüzgarla uyum içinde hareket etme arzusunun bir parçası olmaktadır.
” İlginizi Çekebilir: Lüks Konut Projeleri Rehberi”
İzmir, “Ege’nin İncisi” olarak anılmasının hakkını veren, tarihi derinliği, büyüleyici doğal güzellikleri, masmavi Ege kıyıları ve modernleşen dinamik yapısıyla Türkiye’nin en gözde şehirlerinden biridir.
Denizcinin Alfabesi: Temel Yelkencilik Terimleri Sözlüğü
Yelken dünyasına adım atarken karşılaşılan belki de ilk zorluk, kendine özgü dilidir. Ancak “yelken terimleri”ni öğrenmek, sanıldığı kadar korkutucu değildir ve teknede güvenli ve etkili iletişim kurmak, eğitmenlerin veya deneyimli denizcilerin talimatlarını anlamak ve yelkenin nasıl çalıştığını kavramak için kesinlikle gereklidir. Bu terimleri bilmek, adeta denizin alfabesini öğrenmek gibidir. İşte yeni başlayanlar için bilinmesi gereken en temel yelkencilik terimleri, kategorilere ayrılarak aşağıda açıklanmıştır:
Tekne Kısımları (Boat Parts):
- Gövde (Hull): Teknenin ana yapısı, su üzerinde durmasını sağlayan kısım.
- Güverte (Deck): Gövdenin üzerindeki yürünen alan.
- Baş (Bow): Teknenin ön kısmı.
- Kıç (Stern/Pupa): Teknenin arka kısmı.
- İskele (Port): Teknenin baş tarafına bakarken sol tarafı.
- Sancak (Starboard): Teknenin baş tarafına bakarken sağ tarafı.
- Direk (Mast): Yelkenleri taşımak için güverteye dik olarak yerleştirilmiş uzun çubuk.
- Bumba (Boom): Ana yelkenin alt kenarının bağlı olduğu, direğe yatay olarak bağlı çubuk.
- Salma (Keel/Centerboard): Teknenin su altındaki dengeleyici ve yanlara kaymasını önleyici ağırlıklı uzantısı.
- Dümen (Rudder): Tekneye yön vermek için kullanılan, genellikle kıç tarafta bulunan hareketli parça.
- Havuzluk (Cockpit): Mürettebatın oturduğu ve tekneyi yönettiği, genellikle teknenin kıç tarafında bulunan açık alan.
- Kamara (Cabin): Teknenin içindeki kapalı yaşam alanı.
Yelkenler ve Donanımlar (Sails & Rigging):
- Ana Yelken (Mainsail): Direğin arkasında yer alan ana yelken.
- Flok/Cenova (Jib/Genoa): Direğin önünde yer alan yelken. Cenova, floktan daha büyüktür ve genellikle direğin tepesinden başlar, ana yelkeni kısmen örter.
- Halat (Rope/Line): Teknede kullanılan her türlü ip için genel terim.
- Iskota (Sheet): Yelkenin rüzgara göre açısını ayarlamak için kullanılan halat.
- Mandar (Halyard): Yelkeni direğe basmak (yukarı çekmek) veya indirmek için kullanılan halat.
- Vinç (Winch): Halatları kolayca germek veya boşaltmak için kullanılan mekanik yardımcı.
- Koç Boynuzu (Cleat): Halatları sabitlemek (volta etmek) için kullanılan V şeklinde parça.
- Istralya (Stay): Direği başta (Baş Istralya/Forestay) ve kıçta (Kıç Istralya/Backstay) destekleyen çelik teller.
- Çarmıh (Shroud): Direği yanlardan destekleyen çelik teller.
Rüzgar ve Seyirler (Wind & Points of Sail):
- Rüzgar Yönü (Wind Direction): Rüzgarın estiği yön. Türkiye sularında sıkça duyulan Lodos (güneybatı), Poyraz (kuzeydoğu), Yıldız (kuzey), Karayel (kuzeybatı) gibi yerel rüzgar isimleri olsa da , yelkencilikte önemli olan rüzgarın tekneye göre hangi açıdan geldiğidir.
- Rüzgar Üstü (Windward): Rüzgarın geldiği taraf/yön.
- Rüzgar Altı (Leeward): Rüzgarın gittiği taraf/yön.
- Orsa (Close-hauled/Beating): Rüzgara mümkün olan en dar açıyla (yaklaşık 45 derece) seyretmek.
- Apaz (Reaching): Rüzgarı yandan (yaklaşık 50-150 derece arası) alarak seyretmek. Rüzgar açısına göre Dar Apaz, Apaz (90 derece) ve Geniş Apaz olarak ayrılır. Genellikle en hızlı seyirdir.
- Pupa (Running): Rüzgarı tam arkadan (yaklaşık 180 derece) alarak seyretmek.
Manevralar ve Komutlar (Maneuvers & Commands):
- Yelken Açmak/Basmak (Hoisting Sails): Yelkenleri yukarı çekmek.
- Yelken İndirmek (Lowering Sails): Yelkenleri aşağı indirmek.
- Tramola (Tacking): Teknenin başını rüzgarın estiği yönden geçirerek kontra (taraf) değiştirmek. Orsa seyrinde yapılır.
- Kavança (Jibing/Gybing): Teknenin kıçını rüzgarın estiği yönden geçirerek kontra değiştirmek. Pupa veya geniş apaz seyrinde yapılır.
- Yapraklama/Pırpırlama (Luffing): Yelkenin rüzgarla dolmayıp bayrak gibi dalgalanması.
- Camadan Vurmak (Reefing): Sert havada yelken alanını küçültmek.
- Aborda (Alongside): Bir iskeleye veya başka bir tekneye yandan yanaşmak.
- Avara (Cast off): Yanaşılan yerden ayrılmak.
Bu terimlerin tamamını bir anda ezberlemek yerine, tekne üzerinde pratik yaparken ve eğitim alırken bağlam içinde öğrenmek en etkili yoldur. Başlangıçta tekne kısımları, ardından yelkenler ve rüzgar yönleri, son olarak da temel manevralar ve komutlar üzerine odaklanmak, öğrenme sürecini kolaylaştıracaktır. Aşağıdaki tablo, en sık kullanılacak temel terimleri bir arada görmenizi sağlayacaktır.

Yelkencilik Hakkında Bilmeniz Gerekenler ve Başlangıç Yelkencilik Bilgileri
Başlangıç Yelkenli Türleri
“Yelkenciliğe başlangıç” yaparken en önemli kararlardan biri de doğru tekneyi seçmektir. Seçiminiz; öğrenme hedeflerinize, bütçenize, tekneyi nerede (göl, deniz) ve kimlerle (tek başına, aileyle) kullanacağınıza bağlı olarak değişecektir. Genel bir kural olarak, kendi teknenizle başlamayı düşünüyorsanız, 6 ila 12 metre arasındaki tekneler yeni başlayanlar için ideal kabul edilir. 8 metrenin altındaki tekneler daha çok günübirlik seyirler için uygunken, 8 metre üzerindekiler kısa süreli konaklamalara da imkan tanıyabilir. Daha küçük teknelerin ilk alım, bakım ve bağlama masrafları genellikle daha düşüktür ve kontrolü daha kolay olduğu için öğrenme sürecini hızlandırabilir. Başlangıç seviyesi için en yaygın iki temel “yelkenli tekne” türü dingiler ve küçük salmalı teknelerdir.
” İlginizi Çekebilir: İzmir’de Lüks Yaşam ve Yatırım”
” İzmir’de lüks yaşam ve yatırım denilince yükselen değer olarak tanımlanan Neva Yalı, Türkiye’nin en yaşanabilir şehirlerinden biri olan İzmir’in konut projeleri arasında önemli bir yere sahip. İzmir, son yıllarda özellikle lüks konut projeleriyle dikkat çeken bir şehir haline geldi. “
Dingi (Dinghy):
Dingiler, genellikle 2.3 ila 5 metre boyunda, güvertesi olmayan, hafif ve kolay taşınabilen küçük yelkenli teknelerdir. Optimist gibi tek yelkenli veya Laser gibi çift yelkenli olabilirler. Şişirilebilir (inflatable) veya sert (rigid – fiberglas, ahşap, alüminyum) malzemeden yapılmış modelleri bulunur.
- Yeni Başlayanlar İçin Avantajları: Dingiler, yelkenin temel prensiplerini öğrenmek için mükemmel araçlardır. Rüzgar ve suyun etkilerini doğrudan hissetmenizi sağlarlar, çok hassas ve duyarlıdırlar. Kullanımları ve donatılmaları (rigging) genellikle basittir. Yelken okullarında en sık kullanılan tekne tipi olmaları ve nispeten daha uygun fiyatlı olmaları da önemli avantajlardır.
- Dezavantajları: Daha az stabildirler ve özellikle başlangıçta alabora olmak (capsize) öğrenme sürecinin bir parçası olabilir. Sınırlı alan sunarlar ve seyir sırasında ıslanmak kaçınılmazdır.
- Örnekler: Çocuklar için dünya çapında en popüler başlangıç sınıfı Optimist’tir. Gençler ve yetişkinler için Laser , RS Tera veya Beneteau First 14 gibi modeller yaygındır.
Salmalı Tekneler (Keelboats):
Salmalı tekneler, adından da anlaşılacağı gibi, teknenin altında bulunan ve “salma” (keel) adı verilen ağırlıklı bir uzantıya sahiptirler. Genellikle kurşun veya demirden yapılan salma, iki temel işleve hizmet eder: teknenin rüzgar kuvvetiyle yan yatmasını (bayılmasını) engelleyerek stabilite sağlar ve teknenin rüzgar etkisiyle yanlara doğru sürüklenmesini (drift) azaltır.
- Yeni Başlayanlar İçin İlgili Salma Tipleri:
- Sabit Salma (Fixed Keel): Bu salmalar gövdeye sabitlenmiştir ve hareket etmezler. En yaygın tipleri Fin Salma (daha modern, performans odaklı) ve Uzun Salma (Full Keel – daha geleneksel, sağlam ama yavaş) dır. Maksimum denge sunarlar ancak teknenin su çekimini (draft) artırırlar, yani sığ sulara girmeyi kısıtlarlar.
- Hareketli Salma (Centerboard/Lifting Keel): Bu tip salmalar, bir mekanizma yardımıyla teknenin içine doğru yukarı çekilebilir veya aşağı indirilebilir. Bu özellik, sığ sulara girme, kumsala yanaşma veya tekneyi römorkla taşıma gibi konularda büyük avantaj sağlar. Özellikle Türkiye gibi kıyı şeridinde çok sayıda sığ koy bulunan bölgelerde veya teknesini farklı yerlere taşımak isteyen başlangıç seviyesindeki yelkenciler için hareketli salma, sabit salmaya göre çok daha fazla esneklik sunar. Bu pratik avantaj, genellikle ilk tekne seçiminde göz ardı edilen önemli bir faktördür.
- Yeni Başlayanlar İçin Avantajları: Dingilere göre çok daha stabildirler ve alabora olma riskleri çok düşüktür. Genellikle daha kuru bir seyir sunarlar ve küçük boyutlarda bile olsa bir kamaraya (kabin) sahip olabilirler, bu da günübirlik gezilerin ötesinde kısa konaklamalara imkan tanır. Aile ile veya küçük gruplarla yapılan seyirler için daha konforludurlar.
- Dezavantajları: Dingilere göre daha pahalıdırlar, bir marinada veya limanda bağlama yeri gerektirirler. Rüzgar ve suyun etkilerine karşı dingiler kadar doğrudan geri bildirim vermeyebilirler, bu da bazı ince ayar becerilerini öğrenmeyi başlangıçta biraz daha zorlaştırabilir. Sabit salmalı modellerin sığ su kısıtlamaları vardır. Hareketli salmalı modeller ise ek bakım gerektirebilir.
- Örnekler (Başlangıç Boyutları): Piyasada yeni başlayanlara uygun birçok küçük salmalı tekne bulunmaktadır. Örneğin; Beneteau Oceanis 30.1/31 , Jeanneau Sun Odyssey 319 , Catalina 275 , yerli üretim Ege Yat 26/30 , Hanse 315 , Bavaria Easy 9.7/Cruiser 33 gibi modeller başlangıç için popüler seçeneklerdir. (Not: Belirtilen model fiyatları 2015-2016 verilerine dayanmaktadır ve güncel fiyatlar için teyit alınmalıdır ).
Katamaranlar (Catamarans):
Katamaranlar, paralel iki gövde üzerine inşa edilmiş teknelerdir. Bu yapıları sayesinde oldukça geniştirler, güvertede ve iç mekanlarda bolca yaşam alanı sunarlar ve çok stabildirler. Belirli rüzgar açılarında tek gövdeli teknelerden daha hızlı olabilirler. Ancak genellikle daha büyük, daha pahalıdırlar ve marina bağlama ücretleri daha yüksek olabilir. Başlangıç seviyesinde bireysel yelken becerilerini öğrenmek için ilk tercih olmayabilirler ancak grup halinde yapılan geziler veya kiralama (charter) için konforlu ve popüler bir seçenektirler.
Sonuç olarak, “yelkenciliğe başlangıç” için tekne seçimi kişisel önceliklere bağlıdır. Dingiler, yelken dinamiklerini hızlı ve doğrudan öğrenmek isteyen, fiziksel olarak daha aktif olmayı ve ıslanmayı/alabora olmayı göze alanlar için idealdir. Küçük salmalı tekneler ise daha fazla konfor, stabilite ve seyir çeşitliliği arayan, belki de aile veya arkadaşlarla yelken yapmayı planlayanlar için daha uygun olabilir. Özellikle hareketli salmalı teknelerin sunduğu sığ su avantajı, Türkiye kıyılarında keşif yapmak isteyenler için önemli bir değerlendirme kriteridir.

Yelkencilik Hakkında Bilmeniz Gerekenler ve Başlangıç Yelkencilik Bilgileri
Güverteye Çıkmadan Önce: Temel Ekipmanlar ve Güvenlik Önlemleri
Yelkenli bir tekneye adım atmadan önce, hem kişisel konforunuz hem de en önemlisi güvenliğiniz için doğru ekipmanlara sahip olmak ve temel güvenlik kurallarını bilmek hayati önem taşır.
Kişisel Yelkencilik Ekipmanları
- Can Yeleği (Life Jacket / PFD – Personal Flotation Device): Bu, yelkencilikteki en önemli güvenlik ekipmanıdır ve kesinlikle her zaman giyilmelidir. Üzerinize tam oturan, doğru bedende ve amaca uygun (yelkencilik için tasarlanmış) bir can yeleği seçmek kritiktir. Çocuklar ve yetişkinler için farklı modeller mevcuttur.
- Uygun Giysiler: Denizde hava koşulları hızla değişebilir, bu nedenle kat kat giyinmek en iyisidir. Hızlı kuruyan sentetik kumaşlar tercih edilmelidir.
- Dış Katman: Su ve rüzgar geçirmez bir yelken montu (yağmurluk) ve pantolon veya tulum, özellikle serin veya yağışlı havalarda sizi kuru ve sıcak tutar.
- Orta Katman: Polar (fleece) gibi sıcak tutan bir ara katman soğuk havalarda önemlidir.
- İç Katman: Termal içlikler soğuk havada, pamuklu olmayan tişörtler sıcak havada tercih edilebilir. Şort sıcak havalar için uygun olsa da, güneş yanıklarına karşı dikkatli olunmalıdır.
- Kaymaz Tabanlı Ayakkabılar: Güvertede güvenli hareket etmek için altı kaymayan, beyaz veya iz bırakmayan tabanlı spor ayakkabılar veya özel tekne ayakkabıları şarttır. Ayakkabıların güverteye temiz olarak getirilmesi önemlidir.
- Yelken Eldivenleri: Halatların (iskotaların) elle çekilmesi sırasında avuç içlerini korumak ve daha iyi kavrama sağlamak için yelken eldivenleri kullanışlıdır.
- Güneş Koruması: Denizde güneşin etkisi karadakinden çok daha fazladır. Geniş kenarlı bir şapka, UV korumalı güneş gözlüğü ve yüksek faktörlü (SPF 30+) suya dayanıklı güneş kremi mutlaka yanınızda olmalıdır.
- Diğer: Kişisel ilaçlarınız varsa yanınıza almayı unutmayın. Ayrıca yeterli miktarda su içmek için bir matara bulundurmak da iyi bir fikirdir.
Teknedeki Güvenlik Ekipmanları (Başlangıç Seviyesi Farkındalığı):
Teknenin güvenliğinden birinci derecede sorumlu kişi kaptan (skipper) olsa da, yeni başlayanların da teknede bulunması gereken temel güvenlik ekipmanlarından haberdar olması önemlidir:
- İletişim Araçları: VHF telsiz (denizde iletişim için standarttır) ve su geçirmez kılıfta şarjı dolu bir cep telefonu.
- İlk Yardım Çantası: Temel ilk yardım malzemelerini içeren bir kit.
- Yangın Söndürücüler: Teknenin farklı bölümlerinde, kolay ulaşılabilir yerlerde bulunmalıdır.
- İşaret Fişekleri (Flares): Acil durumlarda yardım çağırmak için kullanılır.
- Can Simidi (Lifebuoy): Genellikle teknenin kıç tarafında bulunur ve denize düşen birine atmak içindir. Çoğunlukla üzerinde otomatik yanan bir fener (flaşör) ve bir ip (salvo) bulunur.
- Sintine Pompası (Bilge Pump): Teknenin içine sızan suyu boşaltmak için manuel veya elektrikli pompa.
- Demir (Anchor): Tekneyi sabitlemek için kullanılır.
- Seyir Fenerleri (Navigation Lights): Gece veya kısıtlı görüş koşullarında teknenin görünürlüğünü sağlar.
Yelkencilikte Temel Güvenlik Prosedürleri ve Kuralları
Güvenlik, yelkencilikte her zaman önceliklidir. Yeni başlayanların aşağıdaki temel kurallara ve prosedürlere dikkat etmesi gerekir:
- Hava Durumu Kontrolü: Denize çıkmadan önce mutlaka güncel hava durumu raporu kontrol edilmeli ve koşulların seyir için uygun olduğundan emin olunmalıdır.
- İletişim: Kaptanın talimatlarını dikkatle dinleyin ve anlamadığınız bir şey olursa sormaktan çekinmeyin. Telsizin temel kullanımı hakkında bilgi sahibi olmak faydalıdır.
- Denize Adam Düştü (Man Overboard – MOB): Bu acil bir durumdur. Eğer birinin denize düştüğünü görürseniz, hemen bağırarak (“Denize Adam Düştü!”) durumu bildirin, düşen kişiyi parmağınızla işaret edin ve gözünüzü ondan ayırmayın. Kaptan kurtarma manevrasını başlatacaktır. En önemlisi, teknede kalmaktır!
- Teknede Hareket Etme: Teknede hareket ederken dikkatli olun. Özellikle tekne yalpalanırken veya manevra sırasında dengenizi korumak için bir elinizle daima tekneye tutunun (“Bir el kendin için, bir el tekne için”). Mümkün olduğunca alçaktan hareket edin. Güvertede baş tarafa doğru giderken genellikle rüzgar üstü (windward) tarafı kullanmak daha güvenlidir. Özellikle kavança gibi manevralar sırasında alçaktan geçen bumbaya çok dikkat edin, başınızı eğin!.
- Temel Deniz Trafik Kuralları: Denizde de çarpışmaları önlemek için uyulması gereken kurallar vardır. Genel olarak yelkenli teknelerin motorlu teknelere göre, iskele kontrada (rüzgarı soldan alan) olan teknenin sancak kontrada (rüzgarı sağdan alan) olana göre yol vermesi gibi temel öncelik kuralları bulunur. Ancak en önemlisi, her zaman dikkatli olmak ve diğer teknelerle güvenli bir mesafe bırakmaktır.
- Tekne Hazırlığı: Seyre çıkmadan önce güvertedeki ve kamaradaki eşyaların sabitlendiğinden emin olun. Hava sertleşirse veya yağmur başlarsa kamara girişini (hatch) ve pencereleri (lumboz) kapatmak gerekebilir.
- Alkolden Kaçınma: Seyir sırasında alkol tüketmek, muhakeme yeteneğini ve koordinasyonu olumsuz etkileyeceği için kesinlikle kaçınılmalıdır.
- Çevreye Saygı: Denize asla çöp atmayın. Tüm atıklarınızı teknede biriktirip karada uygun şekilde bertaraf edin.
Unutulmamalıdır ki, teknede güvenlik sadece kaptanın değil, tüm mürettebatın ortak sorumluluğudur. Yeni başlayan bir yelkenci olarak doğru kişisel ekipmanları kullanmak, temel güvenlik kurallarını bilmek ve acil durum prosedürlerinden haberdar olmak, hem sizin hem de teknedeki diğer kişilerin güvenliği için kritik öneme sahiptir. Bu, yelkenciliğe başlarken en baştan geliştirilmesi gereken bir farkındalıktır.